11 Haziran 2011 Cumartesi

Akasyalar ve Çiçekler

31 Mayıs günü Arif abi ile sohbet ederken çiçeklerdeki arılar dikkatimi çekti. Akasyalar açtı arılar akasyadan başka bir ağaca veya çiçeğe uğramaz diye düşündüğümüzden şaşırdık.





Akasyalardan çok arılar hem polen hem de bal toplamak için çiçekleri dolaşıyordu. En çok rağbet görenler karahindiba, adını bilmediğim beyaz püsküllü otlar ve yine aşağıdaki resimde bulunan ve adını bilmediğim bu çiçeklere idi. Akasyalarda ise arı yoğunluğu çiçeklere nazaran çok daha azdı.



       Arılar bu çiçeklerden polen toplamak için birbirleriyle yarışıyorlardı. Çiçek tozuna bulanmış bu işçi arı görülmeye değer.



Aynı gün öğleden sonra arılara hem kontrol hem de ana yüksüklerini temizlemek amacıyla kadrolu körükçübaşı Kamil kardeşimle beraber gittik.


Geçen seneden elimizde kalan trakya arısını arılığa bıraktıktan sonra kontrol amaçlı uğrayamamıştım. Ruşet konana aktarılan 1 çıta arıyı da bu koloniden aldığımızı hesaba katarsak 31 mayıs itibariyle 10 çıtada olması mazur görülebilir kanaatindeyim. Bu koloni şu an itibariyle 12 çıtaya ulaşmış durumda. Diğer kolonilere göre epeyce geriden geliyor.

                                                                                
            Yukardaki resimde arılar dumanı yedikten sonra çekilmişler galiba biz de o ara foto çekmişiz. Çünkü ana arı, yavru atarken hızını alamamış şerbetliğe de yavru atmış. 



Ancak akasya sonrası dış beslemeyi kestiğimden şerbetlikteki yavrular üşür ve yavru çürüklüğüne neden olur düşüncesiyle bunları temizlemek zorunda kaldım. Kapalı yavrularda varroa olmadığını gördüm. Geçen yayınlarda bahsettiğim tahta şeritler (varostop) işe yaramış demek ki.



Herkese hayırlı sezonlar diliyorum.

Hiç yorum yok: