28 Şubat 2011 Pazartesi

Anadolu Arısı ve Özellikleri

Brother Adam tarafından Anadolu arısı olarak isimlendirilen ve belirli bir ırk özelliği göstermeyen Anadolu arıları genellikle esmer renkte, uysal, sakin tabiatlı, kışlama kabiliyetleri iyi, çalışkan, dayanıklı arılardır ve yağmacılığa fazla meyilli değillerdir. İç Anadolu bölgemizde bulunan ve melezleme çalışmalarında başarılı bir şekilde kullanılan bu ırkımızın yanı sıra Kars ve Erzurum yöresinde Kafkas ırkı, Batı Anadolu’da İtalyan ırkı, Karadeniz bölgesinde Karniola ırkı ve Akdeniz bölgesinde Kıbrıs ırkı arıların saf ve melez tiplerine rastlamak mümkündür.



Anadolu arısı (Apis mellifera anatoliaca) olarak da isimlendirilen bu ırk, Anadolu'nun büyük kısmında yayılış göstermektedir. 1953 yılında ırk düzeyinde sınıflandırılmıştır. Anadolu arısı, İngiltere ve ABD'ne götürülerek bu ülkelerdeki ıslah çalışmalarında kullanılmıştır. Ege formu gibi değişik alt türlerinin olabileceği bildirilmektedir. Anadolu arısı esmer ve küçük yapılı arılardır. Olumsuz kış şartlarına çok dayanıklı olup yavru ve bal üretim kabiliyetleri yüksektir.

Kaynak: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğü Çiftçi Eğitimi ve Yayım Serisi, Yayın No: 33, 2001, http://www.tarimkutuphanesi.com/ARICILIK_(Yaycep)_00471.html
  

Çok aramama rağmen maalesef Anadolu Arısının profesyonel bir fotoğrafına rastlayamadım.  Ama birçoğumuzda bu ırktan mevcut olduğundan açığı bu şekilde kapatabiliriz.
           
            Aynı şekilde Anadolu Arısı hakkında diğer arı ırklarında olduğu kadar çok bilgiye rastlamak mümkün olmadı. Bu da ülkemiz arıcılığı için çok büyük bir kayıp maalesef. İnşallah en kısa sürede bu açık kapatılabilir.

27 Şubat 2011 Pazar

İtalyan Arısı ve Özellikleri

Anavatanı ve Yayılma Alanı

Anayurdu İtalya, özellikle Sicilya’dır. Davranış olarak petek üzerindeki sakinliği ile tanınan bu ırk, hızlı ve yıl boyunca üreme özelliği ile Akdeniz ekolojisinde büyük koloniler oluşturur. Yetersiz flora koşullarında ve uzun kış yaşayan yörelerde açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar. Yağmacılık eğilimi yüksek, oğul verme eğilimi düşük bir ırktır.

Bu ırkın yayılma alanı esmer arılar kadar değildir. İtalya ve Akdeniz çevresinde toplanmıştır. 1853 yılında Dzierzon tarafından Venedik’ten Almanya’ya götürülmüştür. Amerika’ya 1859 yılında İtalya’dan götürülmüştür. Sarı arılar içinde en çok tanınan ve ticari değeri olan İtalyan arısıdır ve modern arıcılığa katkısı da çok büyük olmuştur. Amerika’da İtalya’da verimli çalışmalar yapılmakta ve bu ırka ait ana arılar Dünya’nın her yanına gönderilmektedir.


Görünüş Özellikleri

Görünüş olarak sarı kitin, sarı kıl rengi ve ince uzun abdomeni ile tanınırlar. İtalyan arı ırkının karın halkalarında bulunan şerit sayısına göre 3 şeritli ve 5 şeritli (altın arı) olmak üzere 2 tipi vardır. Esmer arıya nazaran küçük, karnı ince, dili nispeten uzundur (6.3-6.6 mm). Kübital indeks 2.2-2.5 olarak tespit edilmiştir. Karın altında ve 2-4. halkalardaki kitin rengi daha parlaktır. Ön halkaların üzerinde sarı bantlar vardır. Geniş açık renkli bantlı veya kahverengi daha ince çizgili ailelere de rastlanır. Açık renkliler genellikle sarı pulludurlar. Sadece karın ucunda siyah bir nokta bulunan Ligustica’nın çok açık renkli tipleri Altın arı veya Aurea olarak bilinir. Sarımsı renk özellikle erkek arılarda belirgindir.

Davranış özellikleri  

Sakin yaratılışlıdır, az hareket ederler, kovan muayene edilirken çerçeveler üzerinde koşmazlar, çoğalma kabiliyetleri fazladır. Kuvvetli ailelerde çoğalma ilkbahar başlarında başlar sonbahara kadar devam eder. Yavru büyütme özellikleri iyi, oğul verme eğilimleri zayıftır. Ana arıyı diğer ırklardan daha kolay kabul ederler. Oburdurlar ve kış mevsimi süresinde fazla bal tüketirler. Kış mevsimini uzun sürmesi halinde yavru büyütme sırasında işçi arı kayıpları artar, ailelerin gelişmesi yavaş ve güç olur. Nektarın az olduğu bölgelerde tüketimin fazla olması nedeniyle açlıkla karşı karşıya kalabilirler. Ligustica ırkı, Akdeniz bölgesinin kısa, yumuşak ve nemli kışlarına, nektar veriminin çok olduğu kuru yazlarına uyum sağlamış tipik bir arı ırkıdır. Kışların uzadığı ve ilkbaharın geciktiği bölgelerde başarılı olamazlar. Uzun dilleri ile yonca gibi bitkilerden yararlanabilirler. Üstün petek yapma gücü sayesinde en iyi petek balı üreten arı ırkı olarak bilinir. Kafkas ırkı kadar kış için bal depo etmezler. Ailelerin kuvvetli, dayanıklı ve kurnaz olması yağmacılık alışkanlığına neden olmakta fakat performanslarını da arttırmaktadır. Bu ırkın yağmacılık alışkanlığı istenmeyen bir özellik olarak dikkati çekmektedir. Genellikle yanlış kovana doğru uçarlar. Kovanı iyi temizler, mum güvesi ve Avrupa yavru çürüklüğü hastalıklarına karşı esmer arılardan daha dayanıklıdırlar.

Karniyol Arısı ve Özellikleri

Anavatanı ve Yayılışı

Karniyol arısının anavatanı Slovenya’dır. Şu anda bütün kıtalara yayılmış durumdadır. Aynı zamanda dünya üzerinde İtalyan arısından sonra en yaygın ikinci arı ırkıdır. Slovenya başta olmak üzere Hırvatistan, Avusturya, Bosna Hersek ve Sırbistan’da yaygın olarak bulunmaktadır. Ancak iyi özellikleri, verimliliği ve sakinliği nedeni ile dünyanın değişik bölgelerine götürülmüştür.

Görünüş Özellikleri

 
Koyu renkli, kısa ve sık bir kıl örtüsüne sahiptir. Gri renkli arılar olup abdomenin 2. ve 3. segmentleri üzerinde kahverengi benekler veya bazen da kahverengi bantlara rastlanabilir. Erkek arıların tüyleri gri grimsi kahverengi arasındadır. İşçi arılar gri ve siyah çizgili görünürken ana arılar da daha çok gri ve kahverengi bantlar hâkimdir.

Davranış özellikleri  

Arı ırkları içerisinde en uysal arı ırkıdır. Yavru üretme yeteneği çok iyi olup ilkbaharda 16-22 bin mevcutlu bir koloni %450’lik bir artışla ana nektar akımı öncesi Haziran ayında yaklaşık 80 binlik mevcutlara kadar ulaşabilmektedir. Bu nedenle ilkbahar mevsiminde gelişmesi iyi ve hızlı olmaktadır.

Kışlama yeteneği de çok iyidir. Kışa küçük bir popülasyon ile girip az bal tüketerek daha ekonomik geçirmektedir. Örneğin aynı koşullarda İtalyan arısının 16-22 kg/koloni bal tüketerek kışladığı ortamda karniyol arısı 5-9 kg/koloni bal ile kışlayabilmektedir. Karniyol arısının en uygun kışlama sıcaklığı –5 ile +5C arasıdır. Çok çalışkan bir arı olup yağmacılık eğilimi oldukça azdır. Ancak oğul verme eğilimi yüksektir. Oryantasyon yeteneği oldukça iyi gelişmiştir. Propolis toplama eğilimleri azdır. Yavru çürüklüğü hastalığına ve nosemaya karşı dayanıklıdır. Çevre şartlarındaki değişikliklere karşı adaptasyon yeteneği yüksektir. Özellikle kışı sert ve uzun geçen Avrupa ülkelerinde en çok tutulan arı ırkı durumundadır. Karniyol arılarının diğer ırklarla melezlerinden oldukça verimli uysal ve kuvvetli koloniler elde edilmektedir.




Kaynak: Dr. Ali KORKMAZ, Karniyol Arısı, No:H/10, 2005, Samsun Valiliği İl Tarım Müdürlüğü, http://www.samsuntarim.gov.tr/teknikbilgiler/liftletler/ari/karniyol.pdf



Kafkas Arısı ve Özellikleri

MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ

Kafkas arısının (Apis mellifera Caucasica) ana yurdu Kafkasların dağlık bölgesidir. Kafkasların alçak ovalarında sarı abdomen halkalı olan Apis mellifera Remipes alanlarına kadar değişik lokal formları bulunmakla birlikte bizi ilgilendiren, dağ arısı da denen yüksek rakımlı bölgelerin uzun ve karlı kısına adapte olmuş siyah renkli arılardır. Diğer arılardan daha iridirler. Gözden çıkan isçi arıların ağırlıkları 70 – 80 mg’dır. Kitin esmer renktedir. Geçit formlarının ilk abdomen halkasındaki iki adet kahverengi leke bulunur. Dağlık yöre Kafkaslarının tüm abdomen halkaları siyahtır. Kıllarda gri renk baskındır. Erkeklerin thoraksları siyahtır. Arı ırkları içinde en uzun dilli olanıdır. Uzun dilleri sayesinde derin tüplü çiçeklerden de nektar toplayabilirler. Dil uzunlukları 6.6 – 7.25 mm’dir. Ortalama 7.09 mm Cubital indeks 2.16 ile normaldir.

VERİM ÖZELLİKLERİ

İyi bir yavru yetiştiricisidir. Kuvvetli koloniler teşkil eder. Kıştan zayıf çıkar, ilkbahar basında gelişme çok erken baslar ve düzenli seyreder. Koloninin gelişme sürecinde ana arı bir günde 1100–1500 yumurta yumurtlayabilir. Gömeçler üzerinde sessizdir. Kontrol için çerçeveler kovandan çıkarıldığı esnada bile yaptıkları islere devam eder. Uysaldır, hırçın ve sokucu değildir. Çok düzgün gömeç yapar ve sırlar. Göz sırları koyu renklidir. Propolisi çok taşır ve kullanır. Balı ilk önce kuluçkalığa, sonra da ballığa depolar. Güçlü bir yiyecek toplama yeteneğine sahiptir. Fazla bal yapar ve yavru gözlerine yakın depolar. Yeni yiyecek kaynağı aramada çok başarılıdır. Zengin nektar kaynaklarını çok iyi değerlendirir. Kıt kaynaklardan da en ekonomik yararı sağlar.

Yağmacılık eğilimleri fazladır. Doğal oğul verme eğilimleri zayıftır. Araştırmalar normal şartlardaki kolonilerin % 13 ünün oğul verdiğini göstermiştir. Doğal habitatlarında ağır ve uzun kıs şartlarında üstün kışlama yeteneğine sahiptir. Sonbaharda küçük bir delik hariç, uçuş deliğinin diğer kısımlarını propolis perdesi ile kapatır. Yiyecek depolarını çok iyi korur ve tutumlu kullanır. Sayılan bu özellikleri ile Dağ arısı olarak da adlandırılan Kafkas arıları, kışı soğuk ve karlı iklimlerde başarılı, dünyadaki iki önemli arı ırkından birisidir.

Kaynak: www.samsuntarim.gov.tr/teknikbilgiler/liftletler/ari/kafkas.pdf

23 Şubat 2011 Çarşamba

AMERİKA'DA ARICILIĞA BAŞLAMAK

Bu videoda aslında Amerika'da uygulanan bir sistem anlatılmış. Şipariş üzerine gönderilen koloni(yaklaşık 9.000-10.000 mevcutlu bir koloni) ve ana arının kovana aktarılışı ve malzemeler hakkında bilgi veriyor.


Bu videoda dikkat çeken bir nokta çıtalarda temel petek olarak kullanılan malzeme plastik. Yine dikkate değer bir diğer nokta ise güneş enerjisiyle kendi kendini şarj edebilen bir akü yardımıyla kovanların etrafı hayvanlara karşı çevrilmiş durumda. Arılarını ormanlık alana bırakan arıcılar için pratik bir yöntem denebilir.



21 Şubat 2011 Pazartesi

İlk Cemre Düştü

İlk cemre havaya düştü ama havalar daha da soğudu. Ya da belki de olması gereken seviyesine düştü. Kitaplarda yazdığına göre cemreler arasında sıcaklık düşüşleri olabilirmiş. Bir iki hafta öncesine kadar polen toplayan arılar şu anda salkıma girmiş durumdalar. Fakat uzun sürecek gibi görünmüyor. Çünkü iki haftaya kadar suya ve toprağa da cemre düşmüş olacak. Temennimiz odur ki koloni kayıpları yaşamadan baharı görebilelim.


Cemre ile ilgili kısa bir bilgi:


"Baharın Müjdecisi CEMRE!


Halkımızın arasında yaygın olarak baharın müjdecisi olarak bilinen sıcaklığın artması olayına cemre denir. Cemre, birer hafta arayla havaya, suya ve toprağa düştüğüne inanılan bir ısıtıcı güçtür (Meydan Larousse, 1969). Cemre üç tanedir: Birinci Cemre havaya (19-20 Şubat), İkinci Cemre suya (26-27 Şubat) ve Üçüncü Cemre de (5-6 Mart) toprağa düşer. Her cemrenin düşüşüyle hava sıcaklığı artar, cemrelerin arasında ise sıcaklık küçük bir düşüş görülür (Ana Britannica, 1986).

 Böylece cemre, havanın aşağıdan değil de sanki yukarıdan aşağıya doğru ısındığını ifade eder. 

Cemre

Cemre, kelime karşılığı olarak kor halindeki ateş anlamına gelmektedir. Diğer bir anlamı ise, Müslümanların hac sırasında Mina vadisinde attığı taşlardan meydana gelen yığındır. Divan şairlerinin, cemre zamanlarında baharın gelmesi dolayısıyla, önemli kişilere yazdıkları övgü şiirleri de Cemreviye olarak bilinmektedir. Meteorolojik bir olay olarak bilinen cemre ise takvimlerde ilkbahardan önce birer hafta aralıkla havaya, suya ve toprağa düştüğü inanılan ısıtıcı (ısıl) güç veya sıcaklık yükselmesi olarak tanımlanır (M. Larousse, 1966).

Eskiler seneyi Kasım (kış) ve Hızır (yaz) olmak üzere yılı ikiye ayırmışlardı. Kasım 180, Hızır 186 gündü. Kasım günleri 8 Kasım' da başlar. Kasımın kırk altısında, kırkgün anlamına gelen erbain, seksen altısında elli gün anlamına gelen hamsin girer. Böylece kışın en soğuk zamanları sayılan doksan gün geçmiş olurdu. Kasımın 105’inde (19-20 Şubat) birinci cemre havaya; 112’sinde (26-27 Şubat) ikinci cemre suya; 119’unda (5-6 Mart, Şubatın 29 çektiği dört senede bir 5 Mart’ta) üçüncü cemre toprağa düşer. Buna göre de önce havanın, sonra suyun, sonra da yerin ısındığı kabul edilmektedir."

Kaynak ve daha fazla bilgi için:
*Bildiğiniz Havaların Sonu: Küresel İklim Değişimi ve Türkiye
Mikdat KADIOĞLU, 2001 Güncel Yayıncılık.